Arama Yap

  Red Pill (Kırmızı Hap) Felsefesi Bölüm 2: Hipergami

Hipergami; kadının her zaman kendinden daha iyi bir erkeği bulma stratejisi olarak tanımlamak mümkün. Bunu sadece cinsel strateji olarak görmek çok hatalı olacaktır. Örneğin kadının kendinden daha güçlü, zeki belki çalışkan birini istemesi gibi. Yani bunu cinsel strateji olarak görmek onu dar bir kalıba sokar ki şu an yaşadığımız çevreye baktığımızda da kadınların eş seçerken çok farklı özellikler aradığını görüyoruz. Ancak ortak olan bir nokta şu ki hangi özelliği ararsa arasın erkeğin kendisinden daha ileride olan bir noktada olmasını istediğini biliyoruz.

Hipergami kadına şöyle seslenir: erkeğin daha yüksek statülü, maddi olarak daha iyi, saygın, zeki vs. gibi birçok özelliklerinin olması gerektiğini söyler. Kadın bunlardan hangilerini istediğine kendi karar verir. Ama ne olursa olsun kadın hipergamisini bir erkek doyuramazsa o kadın ya onu aldatır ya bırakır. Bu ikisini de yapamayacak toplumda yaşıyorsa eşini sevmeden bir ömür geçirir. Örneğin kadın çok zeki bir erkek istiyorsa ama hoşlandığı erkek çok zeki değilse er ya da geç diğer tüm olumlu yanları görmezden gelir ve o erkekten soğumaya başlar. Gerçek hayattan örnek vermem gerekirse zenginken bir anda fakirleşen erkeklerin eşleri tarafından boşanma davaları açıldığını ve kocasını terk ettiğini gördüm. Burada kadın haklı ya da haksız demiyorum. Kimseyi yargılamak bize düşmez. Bu yazıyı okuyorsan sen de yargılamamalısın. Kadın doğası gereği güç bir durumda kalmak istemez. Ama her şeye rağmen hipergamisinin dürtüsüne karşı koyan kadınlar da var. Gerçekten en kötü günde eşine destek olan da var. Ama en kötü günde hipergamisine yenilen kadını linçlemek de bana çok mantıklı gelmiyor. Bana göre yüksek değer kadın burada kalitesini gösteriyor. Hipergamisini en çok dizginleyen hep daha daha fazlasını hak ettiği saçmalığına inanmayan kadın daha yüksek değer bir kadın oluyor

Erkek ise hipergamik bir canlı değildir. Erkek kadının statülü olmasını, daha çok para kazanmasını vs. ilgilenmez. Parasıyla ilgilenenler var ama onlara başka bir şey deniyor wink Biz genelden bahsediyoruz hep. Erkek feminen (dişil) enerji arar kadında. Daha güzel olması ve onu daha feminen yapan her ne kadar özellik varsa. Elbette kadında zeka da erkekler için önemlidir.

Günümüzde erkekler bilinçli veya bilinçsiz yanlış yetiştiriliyor. Erkekleri kırılgan ve duygusal yapacak bir sistem ile karşı karşıyayız. Halbuki aşırı duygusallık dişil bir özellik. Erkekleri feminleştirme çabaları, kadınları ise maskülenleştirme çabaları görüyorum. Erkeğin duygusal hareket etmesi yaradılış göreviyle uyumlu da değil. Erkek mantıklı ve rasyonel kararlar verebilmelidir. Kırılgan olmamalıdır. Erkeğin sorumlulukları ve görevleri var. Erkeğin ailesine, arkadaşlarına, yaşadığı topluma hatta tüm dünyaya karşı görevleri var. Kadın istediği şeyi yapabilir. Hatta kadın uyandığında bugün canım şunu yapmak istiyor diyebilir. Ancak erkek bugün canım şunu yapmak istiyor diyemez. Bugün şunları yapmak zorundayım der. Erkek oturup ağlayamaz. Çıkış ve çözüm bulmaya çalışmalıdır. Erkek çalışmalı, emek vermeli ve ilerlemelidir. Kendisini ispatladıktan sonra alması gerekeni alacaktır. Kadın doğar ama erkek olunur sözü önemli. Çoğu zaman kadının güzel olması ona birçok kapıyı açar ama erkek kendini yaratmalı. Toplumun ise son yıllarda erkeklere duygularını gizleme, erkeklerde ağlar vb. yanlış fikirleri pompalayarak erkeği güçlü bir iradeden uzaklaştırmaya çalışıyorlar ki bu korkunç sonuçlara sebep olacaktır

Bunları anlatmamın sebebi kadının güçlü erkeği istemesidir. Güçlüden kastım kaslı iri erkek değil. Bu da elbette güç tanımına girer ama dar bir bakış açısı olur. Kadın gücü nasıl tanımlıyorsa diyelim. Bazı kadınlar için güç erkeğin cesur olması bazıları için zeki olması bazıları için çalışkan olması bazıları için zengin olması olabilir. Erkek duygusal veya kırılgan olduğunda kadının bilinçaltı alarm verir. "Bu erkek duygusal seni nasıl koruyacak" diye. Kadın yanında dağ gibi, çelik gibi bir erkek görmek ister. Bu yüzden erkek sevgilisine ya da eşine dertlerini sıralayıp anlatmamalıdır. Kadının gözünde "bu daha kendi sorunlarını çözemiyor senin sorunlarını nasıl çözecek" algısını oluşturmamanız gerek. Kadının bilincinde değil ama bilinçaltında güvende değilim kaygısını oluşturmak büyük hatadır. Kadın doğası gereği güvende olduğunu bilmek ister.

Bazılarınız hipergami saçma diyebilir. Ben kadın olarak çevremdeki en iyi erkeği aramadım falan da diyebilir. Ama bu gerçeği yansıtmaz. Kadın ya yaşı geçtiği için veya kendi potansiyelini bildiği için çevresindeki en iyi erkeği değil de uyum sağlayabileceği, idare edebileceği erkeği seçmiştir. Daha iyi erkeği bulma isteğinden vazgeçmesi belki de onların onu istemeyeceğini bilmesindendir. İstisnasız her kadın eşinin zor dönemlerinde eşine hiç olmasa veryansın etmiştir. İşsiz kalmışsa “ne zaman iş bulacaksın hadi” gibi şeyler söylemiştir. Veya istediği bir eşyayı eşi alamayınca belli bir süre sonra kadının evde kavgacı bir moda girdiğini görüyoruz. Çünkü kadın hipergamisi onu dürter. Erkek sağlayıcı olmalı ve kadına kendini güvende hissettirmelidir. Bunlardan biri eksik olursa bazı kadınlar hemen “işte zamanında beni şu istemişti de varmamıştım. Aptal kafam” demeye başlar. Kadının ben öyle değilim demesi bana gerçekçi gelmiyor. Burada kadınların genelinden söz ediyorum. Yoksa her durumda sağlam irade ile kalabilen kadınlardan bahsetmiyorum. Onlar da var elbet

Red Pill felsefesinde en önemli kavramlardan biri alfa erkek ve beta erkek kavramlarıdır. İnsanların bu kavramları da iyi anlaması gerekir. Alfa erkek: Fiziksel olarak güçlü, cesur, ilişkide liderlik yapan ve yön verebilen, karizmatik, risk alan ve heyecanlı bir hayat süren erkektir. Beta erkek ise sağlayıcı, uzlaşmacı, anlayışlı, fiziksel olarak güçlü olmayan, pek cesur olmayan, çekingen erkektir. Şimdi buraya dikkat etmek gerek. 30 yaşından küçük kadınların çoğu alfa erkeklerine çekilirler. Elbette tüm kadınlar demedim. 30 yaşının üstünde -ki verdiğim bu yaş aralığı mutlak değil değişebilir- kadınlar genellikle beta erkeğini tercih ederler. Aslına bakıldığında kadın her zaman alfa erkeğini ister ama iki nedenden dolayı pek arzu duymadıkları betaları tercih ederler. İlk sebebi alfaların artık onları istememesidir. Alfa erkekleri genellikle genç ve güzel kadınları arzular. Belli yaşın üstündeki kadınlar bu yüzden elenir. İkinci sebebi ise kadınların belli yaştan sonra huzuru heyecana tercih etmeleridir. Gençken heyecan arayan kadınlar belli yaştan sonra dinginlik arar. İnişli çıkışlı yorucu ilişkileri kaldıramazlar. Erkekten güvenlik ve sağlayıcılık talep ederler. Alfa erkekleri her daim aldatma potansiyeli olan erkektir. Ancak kadınlar kendileri ile evlense bile asla beta erkeğini gerçekten arzulamaz. Ona mecbur kalmıştır. Yirmili yaşlarında alfa erkekle evleneyim düğün yapmasa bile olur diyen kız otuzlarına geldiğinde beta erkeğine kredi çektirip en ala düğünü yapsın dediğini gördüm. Bir kadın sevmeyince acımasız oluyor. Beta erkeğini de alfa gibi gerçekten arzulasaydı onu tonla borca sokmazdı bir günlük zevk için. Ben hep şunu derim birinin seni gerçekten sevdiğini şöyle anlarsın: seni kendinden koruyorsa seni gerçekten seviyordur. Kadın veya erkek fark etmez. Kişi seni arzularından, hırslarından, bencilliğinden yani kendinden korumuyorsa seni sevmiyordur. Bu kendi hayat deneyimimden süzülen tecrübelerdir. Size aktarmak istedim.

Peki ideal olan nedir? Alfa mı olmalıyız beta mı olmalıyız? Hayattaki her şey gibi burada da en önemli şey denge. Hem alfa özelliklerimiz olmalı hem de beta özelliklerimiz olmalı. Kadının erkek olarak seni arzulamasını istiyorsan Alfa özellikler olan cesaret, atılganlık, ilişkide liderlik ve yönlendirme, spora gidip formda bir vücut yapman gerek vb. Bir diğer taraftan da beta özellikler olan sağlayıcılık ve güvenlik, anlayış, şefkat vb. özellikleri kadına göstermen gerekir. Kadının seni arzulaması için yüksek değer erkek olmalısın ki yüksek değer kadınlar sana çekilsin. Param yok ama evleneceğim demek anlamsızdır. Çünkü kadın sağlayıcılık arayacaktır. Evlendim nede olsa deyip göbek yaparsan kadının sana karşı arzusunu öldürürsün. Evli bile olsanız yüksek değer erkek özelliklerini devam ettirmeniz gerek. Aksi halde evlilikte kadın size saygısını yitirir. Sizde görüp de beğendiği özellikleri terk ederseniz kadın sizden soğuyacaktır. Kadın saygısını yitirdiği bir erkeği asla arzulamaz. Bence çoğu evlilikte cinselliğin çok kısa zaman sonra bitmesinin temel nedeni erkeğin maskülen enerjisini kaybetmesi olarak özetleyebilirim. Kadın evde yaşadığı adamı da dişi olarak gördüğü için arzulamıyor. Erkek dişil enerjiye kaymamalıdır.

Burada ilginç olan bir husus da kadının alfa bir erkekle ilişkiye başladıktan sonra onu betaya dönüştürmeye çalışmasıdır. Peki neden? Çünkü kadın erkeği hep kontrol etmek ister. Özellikle alfa erkeği onu bırakmaması için yaptığı düşünülüyor. Kadın bunu da bilinçli yapmaz. Sonra dönüştürdüğü adamı da sevmez. Bu yüzden erkek çelik gibi olmak zorunda. Hem kadının hem kendi mutluluğu için. Kadın ilişki boyunca hatta evlendikten sonra bile sürekli erkeğin sınırlarını zorluyor. Kadınların erkekleri fethetmek isteyen bir canlı olduğu aşikâr. Tabi bunu bilinçaltında istiyor. Bilinçli yaptıklarını düşünmüyorum. Erkek boyun eğmediği sürece çekicidir. Yani kadın fethedemediği erkeği arzuluyor. Onun yanında kendini güvende hissettiğine inanıyorum. Sağlam bir erkek olduğunu anlıyor. Kadın diz çöktürebildiği erkeği ise tabiri caizse resmen hadım ediyor. Daha sonra da o erkeği artık arzulamıyor. Fırsatını bulunca da terk ediyor


yukarı çık butonu