Arama Yap
Ettahiyatü Şirk Midir? Peygamberimiz Namazda Ettahiyatü Duasını Okudu Mu?
Peki, bu duada şirk ihtimali olan cümle hangisidir? Yukarıda kırmızı renkle belirttiğim cümle yani "esselâmü ‘aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâtühû" anlamı "Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" Bu cümlenin şirk olduğu kanaatindeyim. Namaz Allah ile kul arasındadır ve namaz esnasında yalnızca Allah muhatap alınarak dua edilebilir. Yani Allah haricinde biriyle konuşur gibi hitap edemezsiniz. Değil namazda başka yerde de bunu yapmanız tehlikelidir. Siz kalkıp namaz sırasında "Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" derseniz bu şu anlama gelir."Ettehıyyâtü lillâhi ve’s-salevâtü ve’t-tayyibâtü esselâmü ‘aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâtühû esselâmü ‘aleynâ ve ‘alâ ‘ıbâdi’l-lâhi’s-sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü ve eşhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve rasûlüh."
Anlamı: Her türlü hürmet, salavât ve bütün iyilikler Allah'a mahsustur. Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selâm, bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun. Şahâdet ederim ki, Allah birdir ve yine şahâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür.
1. Allah'a sesleniyormuş gibi peygambere seslenmiş olursunuz ki bu şirk olur.
2. Allah hep diridir, ebedidir. Ancak siz Ey Nebi diyerek peygambere doğrudan sesleniyorsunuz. Sanki Allah gibi canlı bir varlığa sesleniyormuş gibi. Bu da peygamber ölmedi aramızda yaşıyor safsatasını dillendirenlerin Allah'a ait ölümsüzlük vasfını peygambere yüklediklerini gösterir. Bu şirktir.
3. Allah dışında hiç kimse herkesi işitemez. Bu Allah'ın vasfıdır, haa bir de süperman'in :)) Ancak namaz sırasında Allah'ı aradan çıkararak direkt peygambere sesleniyorsun ve sana selam olsun diyorsunuz. Sanki peygamber hepinizi işitiyormuş gibi. Bu şirktir. Bu Allah'a ait bir gücü Muhammed peygambere yüklemektir.
Fatiha suresinde her gün Allah'a şu sözü veriyoruz: İyyâke na'budu ve iyyâke nestain. Ne demek bu ? (Rabbimiz!) Yalnız sana ibadet/kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz. Peki Cin suresinde ne diyor?
Çoğu samimi Müslüman şöyle demekte: "Peygamberime dua ediyorum. Bunda da bir sakınca yok." Doğrudur peygambere dua etmekte bir sakınca yok. Fakat peygamberin Müslümanların duasına ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum. Allah peygamberini diğer dünyada cehenneme atacak değil. Duaya ihtiyacı olan biziz. Peygamberlere dua, zengine zekat vermek gibidir. Tabi bu şahsi fikrim. Peygambere dua etmekte dediğim gibi bir sakınca yoktur. Fakat şu noktaya dikkat! Ettahiyatü'de peygambere dua etmiyorsunuz. Peygambere dua etseydiniz Hitaba Ey Nebi olarak değil Allah'ım diye başlardınız. Yani cümle "Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" şeklinde değil "Ey Allah'ım peygambere rahmet et" vs.. bir tarzda hitap ederdiniz. Siz "Ey nebi!" diyerek Allah'ım sen bir çekil peygamberime selam vereyim sonra sana döneceğim demekten başka ne söylemiş oluyorsunuz ki? Gerçekten bu cümlenin şirk olduğu çok açıktır. Siz direkt "Ey nebi!" diyerek aynı anda namaz kılan milyonlarca insanı işiten bir peygamber tasavvur etmiş oluyorsunuz. Bunca insanı aynı anda işitebilecek tek varlık Allah olduğuna göre peygamberi hangi konuma çıkardığınızı hala görmüyor musunuz?Yine (bana vahyedildi k), kesinlikle ibadethaneler Allah'a mahsustur; öyleyse Allah'ın yanı sıra başka hiç kimseye yalvarıp yakarmayın! (HAYAT KİTABI KUR'AN MEALİ – CİN 18)
O halde namazı da, kurbanı da yalnız rabbine tahsis et (HAYAT KİTABI KUR'AN MEALİ - KEVSER 2)
Bu ayette namaz kıl ve kurban kes demiyor. Diyor ki: "namazı da kurbanı da yalnız rabbine tahsis et" Bu kısmın en önemli bölümü yalnız kelimesidir. Namaz yalnızca Allah'a tahsis edilir.
Peygamberimiz Ettahiyatü duasını okudu mu?
Bu soruya verilecek en mantıklı cevap hayır, okumadı olacaktır. Peygamberimiz namazda kendi kendisine "Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" demiş olma ihtimali benim nezdimde yok. Bu çok saçma olur. Ayrıca peygamber namaz için böyle bir dua öğretmezdi. Niçin mi? Açıklayacağım ama önce şu ön hazırlık bilgilerini vereyim. Sizin mantığınızı kabul edip bu sözleri peygamberin öğrettiğini ve bunun da şirk değil dua olduğunu farz edelim. Şimdi siz bana diyorsunuz ki Allah'ın peygamberi bu duayı namaza sıkıştırarak kendisine zorla dua etmemizi sağladı. Peygamber öğretmiş olmaz çünkü o bir diktatör değildi. Kendisine dua etmeyi zorunlu hale getirecek bir şey yapmış olamaz. Bu yazım üzerine birileri yine mantığını koltuğa bırakıp kalkıyor ve bana diyor ki: "hadis var bu konuda" Ben de diyorum ki hadisler Allah'ın peygamberi adına söylenmiş sözlerdir. Yani iftiradır. Ben peygambere iftira atmam. Ondan duymadım. Bu yüzden ondan duymuş gibi amel etmem ve başkalarına da bunu peygamber söylemiştir deyip iftira atmam. Ben peygamber adına iftira atmadığım için peygamber düşmanı olurken. Peygamber adına yüz binlerce hadis söyleyen insanlar peygamber aşığı ilan ediliyor. Ettahiyatü'deki bu şirke geçmişteki insanlar da bir kılıf bulamadı bu yüzden ettahiyatü'nün miraç gecesi peygamberimiz ile Allah arasında geçen bir diyalog olduğu yalanını uydurdular. Olaya bakalım:Yukarıdaki hikaye gerçekten beni kahrediyor. Çünkü Allah'a küfür doludur. Bu küfürlere inanan Müslümanlar ne zaman akıllarını süresiz kiraya verdi bilmiyorum ama ben hakikati arayanlar için yukarıdaki hadis denilen mitolojinin Allah'a hakaret dolu bir safsata olduğunu size göstermeye çalışacağım. Bismillah deyip başlayalım.Peygamberimiz, Allah’ın karşısına varıca selâm verir:
– Ettehıyyatü lillahi vesalavatü vettayyibatü (Her türlü hürmet, salavât ve bütün iyilikler Allah'a mahsustur)
Allah da peygamberimize:
– Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllahi ve berekatühü (Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun)
Peygamberimiz sadece kendisinin esenlikte olmasına pek razı olmaz :
– Esslamü aleyna ve ala ibadillahissalihin (Selâm, bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun)
Bu manzarayı izleyen Cebrail ve Melekler de:
– Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasülühü (şehadet ederim ki, Allah birdir ve yine şahâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür)
derler.
1. Peygamber Allah'a selam verdiğinde "Her türlü hürmet, salavât ve bütün iyilikler Allah'a mahsustur" diyor. Burada peygamberimiz sanki Allah orada değilmiş gibi üçüncü kişi zamirini kullanıyor ve bütün iyilikler Allah'a mahsustur diyor. Halbuki peygamber direkt onunla muhatap oluyor. Şöyle demesi beklenirdi "Her türlü hürmet, salavât ve bütün iyilikler sana mahsustur" Çünkü iki varlık var. Allah ve peygamber. Siz zamirini kullanması gerekirdi. Siz peygamber olsaydınız Allah ile konuşsaydınız hitap ederken başka birinden bahsediyormuş gibi Allah'a mı derdiniz yoksa sana mı derdiniz?
2. Allah da peygamberimize "Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" diyor. Mantıksız bir cümle daha. Allah sanki Allah başkasıymış gibi "Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" diyor. Halbuki şöyle demesi beklenirdi: "Ey Nebi! selâmım, rahmetim ve bereketim senin üzerine olsun" Anladınız mı? Bu cümlede Allah sanki Muhammed peygamber için Allah'a dua ediyor. Eee Allah zaten kendisi değil mi? Rahmet, selam(esenlik) ve bereket kaynağı zaten kendisi. "Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" ifadesi bir temennidir. Ve kullar birbirine böyle dualarda bulunur. Ama Allah başkası için bu cümleyi kurmaz. Çünkü zaten cümledeki temenniyi gerçekleştirecek varlık kendisidir. Şimdi bazıları yazımda çelişki aradığı için diyecek ki hani bu dua değildi? O tür kötü niyetli insana hatırlatayım. Kullar birbirine böyle dualarda bulunur. Bu bir dua cümlesidir. Ancak namazda Allah'ı köşeye itip Ey Nebi! diye bir cümle kurarsan bu dua olmaz şirk olur. Çünkü Ey Nebi! diye seslendiğin ebedi liderimiz Muhammed seni işitecek halde değildir. Kendisi ölmüştür.
3. Peygamberimiz ise Allah'a cevaben "Selâm, bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun" diyor. Vallahi bravo! Allah peygamberimize selam verdi ama peygamberimizin hoşuna gitmedi. Çünkü sadece kendisine esenlik (selam) verilmesi peygamberimizi rahatsız ediyor ve HAŞA Allah'ı düzeltiyor ve diyor ki "Selâm, bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun" Yani "Ey Allah! Salih kullarını unuttun" demeye getiriyor peygamberimiz. Haşa Allah'tan daha düşünceli bir peygamberimiz var. Bu hadisi uyduranın Allah korkusu taşımadığı ortada da Müslümanlar buna hadis diye iman etmiyor mu yazıklar olsun. Bu cümleyi uyduran şarlatan başka detayı da kaçırmış. İnsan ürünü sonuçta. Kusurlu olacak elbet. Yukarıdaki cümleyi peygamber kursa şöyle demesi beklenirdi: "Selâm, bizim ve Senin sâlih kullarının üzerine olsun" cümlede Senin zamiri yerine sanki Allah orada değilmiş gibi 3. Tekil zamir kullanılıyor ve "Allah'ın Salih kullarının üzerine olsun" formuna dönüşüyor.
4. Son olarak bu manzarayı izleyen Cebrail ve Melekler de şu cümleyi kuruyor "şehadet ederim ki, Allah birdir ve yine şahâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür" İşte beni bitiren son. Bu hadis uydurucuları mantıklı sallamasyona hiç ihtiyaç duymuş insanlar değil. Çok rahatlar. Rivayetler çelişse de önemli değil Müslümanlar aptaldır, inanırlar mantığı hâkim bunlara. Allah aşkına sahih dedikleri Miraç hadislerinin hemen hemen tüm formlarında Cebrail ve meleklerin peygamberin çıktığı kata çıkamadığı yer alıyor. Yani peygamber ve Allah yalnızdı. Cebrail peygamberimize sen tek çık ben hiç bu kattan yukarı çıkmadım demiyor muydu? Eee şimdi ihtiyaç hasıl olunca melekler aniden o katta peyda oldu. Allah'ın düşmanları iyi uydurmayı da önemsemiyor.
Ettahiyatü'yü bize yedirmeye çalışan bazı 21.yy hadis imalatçıları ise bizi ikna etmek için şu hadisi ürettiler: Ettehiyyatü namazlarda müminin miracıdır. Allah Allah. Namaz da müminin miracı hani secdeydi? Benzer hadisler uydurmakta moda olmuş. Namazda o kadar değerli ayetler okuyoruz onlar miraç değil ama hiçbir değeri olmayan ettahiyatü miraç öyle mi? Bakın arkadaşlar şirk olma ihtimali yüzde bir bile olsa ettahiyatü'yü okumamalısınız. Okumadığınız için de bir şey kaybetmezsiniz. Çünkü farz değil. Peygamberden yıllar sonra belki de çağlar sonra uydurulmuş bir şey. Ama onu okumakta ısrar ederseniz bu yazı size ulaştığı için ahirette sorumlu tutulacaksınız. Hakikate karşı direnmeyin. Ben 3 yıl önce ettahiyatü'nün şirk olduğunu Edip Yüksel'den duydum ve gidip anlamına baktım derhal ettahiyatü'yü bıraktım. Bir kez olsun ettahiyatü'nün anlamına bakmadığım için kendime kızdım. O gün Müslümanlar'a sorgusuz sualsiz güvenmemem gerektiğini anladım. Alışkanlıklarınızı hakikate tercih etmeyin. Bu bilgi sizi sarsmış olabilir. Fakat kabullenememe ve alışkanlığı devam ettirip yeniliğe karşı direnme moduna girmeyin. Müslüman her sözü dinler ve en güzeline uyar demiyor mu Kur'an?
Allah Kur'an'da Bakara 3, 43, 83, 110, 177 , Nisa 162 , Araf 170, Enfal 3, Tevbe 18, 71 , Yunus 87, Rad 22, İbrahim 31, 37, Taha 14, Hac 35, 78, Nur 56, Neml 3, Ankebut 45, Rum 31, Lokman 4, 17, Ahzab 33, Fatır 18, 29, Şura 3 ve Beyyine 5'de "namazı dosdoğru kılan" diyerek neye vurgu yapıyor sizce? Namaz nasıl dosdoğru kılınır? Niçin Allah bu uyarıya ihitiyaç duyuyor? Hem de bu kadar fazla ayette yer veriyor. Yukarıdaki ayetler namaz ayetlerinin yüzde seksenini oluşturuyor. Demek ki Allah bizde de namaz kayışlarının kopacağını önceden gördü ve Kur'an'a bu inanılmaz ifadeyi yerleştirdi. Çünkü "namazı kılan" değil de "dosdoğru kılan" ifadesi rastlantısal olamaz. Allah hiçbir şeyi öylesine amaçsız bırakmaz.
Peki, Ettahiyetü'yü bırakırsak yerine ne okuyacağız?
Evet, problemi ortaya koyduk. Ancak insanlar illa ki yerini başka şeylerle doldurmak istiyor. Konuştuğum insanların istisnasız sorusu şu: peki ettahiyatü yerine ne okuyorsunuz? Gündemi ve derdi Allah olan insanlar bu tür şeylere takılmamalısınız. İnsanlar bir şey uydurmuşsa bu Kur'an'a sonradan eklenmiş demektir. Kur'an'a sonradan eklenen bir uydurmanın yerine birşey okunmak zorunda değiliz. Yerine Allah'ın sözleri olduğuna iman ettiğimiz Kur'an ayetleri okuyun. Ama benim tavsiyem Ettahiyatü yerine kendi anadilinizde ya da anladığınız ve konuşabildiğiniz başka bir dilde Allah ile muhabbet edin. Namaz diye bir kelime Kur'an'da yoktur. Bunun yerine Salât kelimesi geçer. Yani dua. Namaz duadır. Kendi dilinizde Allah ile samimi bir konuşma yapın onu görür gibi konuşun. Anlatın derdinizi, hislerinizi, sevinçlerinizi, kederlerinizi. Gidip elalem ile dedikodu yapacağınıza Allah ile derdinizi konuşun. Bu aranızda daha güçlü bir bağ oluşturacaktır. Dua ederken Allah'ın sizin kâhyanız olmadığını da unutmayın. Adrese teslim siparişler vermeyin Allah'a. Yok araba, yok fırın, yok spor ayakkabı. Yani Emek verilerek kazanılması gereken şeyler istemeyin. Çünkü Allah insanı emeksiz kazanca alıştırmaz. Sonra Amerikan mafya babası Al Capone gibi "Çocukken her akşam yatmadan önce Tanrıya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrının çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrıya günahlarımı affetmesi için dua ettim." der ve Allah'a iftira etmeye başlarsınız. Al Capone emeksiz kazanç istiyordu. Bir nevi Allah'ın armudu ağzına atmasını istiyordu. Ama Capone bir noktada haklıydı. Tanrının çalışma tarzı bu değildi. Al Capone, Tanrıyı insanların isteklerini yerine getiren köle bir lamba cini olarak hayal ediyordu. Bu şekilde hayal eden milyarlarca insan gibi. Fakat siz, Allah'tan Emek verilerek kazanılamayacak kazançlar isteyin .- Kur'an'a Göre Abdest Nasıl Alınır, Hangi Hallerde Bozulur?
- Salat-ı Tefriciye Nedir ? İslam’da Bir Karşılığı Var Mıdır?
- Kur’an’da Ramazan Bayramı Geçiyor Mu?
- Aişe Validemiz Hz. Muhammed İle Kaç Yaşında Evlendi?
- Hz. İsa’nın Annesi Meryem Nasıl Hamile Kaldı?
- Kur’an Kadınları Dövmeyi Emrediyor Mu? Nisa 34’ü Anlamak (Bölüm-2)
- Dinozorlar Niçin Kuran’da Geçmez? Kur’an İnsan Ürünü Mü?
- İslam Dininde 3 Defa Boş Ol Denildiğinde Boşanma Gerçekleşir Mi ? İslam'da Gerçek Boşanma Süreci
- Hz. Muhammed Evlatlığının (Zeyd) Eşiyle Evlendi Mi?
- Hz.Muhammed ve Sevr Mağrasındaki Yılan Hikayesi Doğru mu ?
- Ettahiyatü Şirk Midir? Peygamberimiz Namazda Ettahiyatü Duasını Okudu Mu?
- İslam’da Seks Hakkında
