Arama Yap

  İnançlarda Otomatik Tekrarlar

Kur’anın aydınlığı onu anlayan  bir akla ve kalbe düşer. Düşünsenize bir  “ Ben anlamıyorum, ama yaşıyorum ” demek nasıl bir garabettir? Sahabei  kiram on ayet alır onu iyice anlari özümser ve yaşarlar sonra bir on ayet daha alırlarmış. Biz birbirimize sahabenin Kur’an karşısındaki bu ciddi duruşunu anlatacağımıza falancanın kur’anı bir gecede kaç kez hatmettiği türünden  asılsız fasılsız menkıbeleri anlatıyoruz. Dolayısıyla kuran tasavvurumuzla da anlamaya ve yaşamaya odaklı bir tasavvur olmaktan daha çok otomatik tekrara dayalı bir tasavvur olup çıkıyor. (Mustafa İslamoğlu)

            Hz.Muhammed’in getirdiği islam yaşanılan, canlı bir  hareketti. O canlılık hayatın her alanını inşa ediyordu. Eğitimi, siyaseti, savaşı, erdemleri, bilimi, gelenekleri, kanunları vs.. sosyal hayatın tümüne etki ediyordu. Sonraları islamın etki alanını kısıtladılar. İslamın bütünlüğünü  parçalayıp işimize gelen bölümleri elimizde tuttuk. Tuttuk ama bütününden ayrıldığında işlevini yitiren  her şey  gibi dinimizin de işlevselliğini bozduk. Peygamber Cuma namazı sırasında çoğu zaman siyaset konuşur, varsa insanların problemlerini dinleyip çözerdi. Yani tek taraflı bir iletişim olarak görmezdi  Zamanla islamı eğitimden,siyasetten,ordudan, erdemlerden, sosyal hayattan , düğünlerden, eğlencelerden,ticaretten ayırdılar. Taki Geriye yalnızca içeriği boşaltılmış ibadetler kalıncaya dek. Cuma namazının anlamından geriye kalan sadece formalite icabı kılınan 2 rekat farz namazı kaldı. İslam sadece kuran’ı anlamadan sürekli tekrar etmekten, oruç tutmaktan,hac ve namaz kılmaktan ibaret kaldı. Fakir’in fakir kalıp zenginin sürekli daha zengin olmasını önleyen zekat’ı bile terkettik. Sonra tuhaf, cansız,çıplak bir inanç kaldı. Bin tane salavat getirirsek günahlar af olur, kuranın falanca suresini 40 kez okursak bir mucize görür, Cuma günü filanca saate şu duayı edersen Allah kesin kabul eder vb.. söylemler ve inançlar islamdan boşaltılan koltuğa oturtuldu.
 


yukarı çık butonu