Arama Yap

  İdeolojik İdeolojiler

"Nezleye yakalanır gibi ideolojilere yakalanıyoruz, ideolojilere ve kelimelere.. Polemik, yunancadan geliyor; polemikosh savaş demek. Polemik de , Batının bütün hastalıkları gibi, Tanzimatın açtığı yoldan giriyor ülkemize. İmanın olduğu yerde savaşa yer var mı? Polemik zekaların savaşıymış. Zekalar birbirleriyle savaşmaz. Kinlerin, peşin hükümlerin, gizli çıkarların savaşı polemik. Eski bir inancı yok etmek isteyen yeni bir düşüncenin savaşı" (Cemil Meriç)


 
Toplum olarak sahiplendiğimiz  ideolojilere bile ideolojik yaklaşıyoruz. Sert ve katı. İçimizde bir boşluk var. Dünya üzerinde sadece yiyip, içip gün sonunda uyuyan insanlar olmak istemiyoruz. Çoğumuz için bu yaşam türü bir kanserden farksız. Belki yaratılışımızda var ama insan hayatını daha kutsala adamak istiyor. Hal böyleyken hayatımızın belli döneminde kutsalımızı belirliyoruz. Kimileri anne ve babasını yada çevresinin kutsalını alıyor. Kimileri Batıda. Ve orada öğrendiği ideolojileri türkiyede tekrar etti. Kimileri de kendi kutsalını aramak için hem kendi içinde hem de fikir deryasında uzun bir yolcuğu çıktı. Bu en zor olanıydı bu yüzden pek tercih edilmeyen yoldu. Bu kutsal arayışında çoğu insan ideolojilere sarıldı. İçindeki boşluğu doldurmak ve bir amaç edinmek için. Asıl insanların ayrım noktası da bu oldu. Birçok yanlışlar yapıldı.İçindeki boşluğu bir yandan ideolojilerle doldurmaya çalışırken bir tarafatan da onun inandığı ideolojiye sırt çevirenleri o boşluk ta boğmak istedi. Kendi ideolojisine sırt çeviren herkes bir tehditti artık. Ailesine bile düşman olacak kadar radikalleşenler oldu. Onun inancını, davasını paylaşmayan herkes haindi ve yaşamayı bile hak etmiyordu. Ben bu derece fanatizmi tek bir eksikliğe bağlıyorum o da " Fikir Ahlakı". Ahlakın o kadar az çeşidi var ki hayatımızda. Basit bir oyun olan futbol için bile satırları,bıçaklar eline alan insanlarımız bunun en iyi göstergesi. Söz konusu ideoloji yani insan ürünü fikirler olunca insan daha da vahşileşti ve yüzbinlerce masum insan bu uğurda hayatını kaybetti. Sırf bir kaç kişinin görüşünü diğer insanlar benimsemiyor diye. Kabul etmeyen yada hiç karışmadığı halde tek suçu fakir olmak olan insanların hayatlarını kararttılar. Geçmişimiz bu tecrübelerle doludur. Nerden geliyor bu fanatizme varacak olan fikir sahiplenişi ve farklı fikirlerin yok olmasını isteyen bu akımlar. Niçin farklı fikirlerin varlığına bile tahammül edemiyoruz. takımımız, dinimiz, mezhebimiz, partimiz, liderimiz ve diğer tüm şeylerde neden hastalık derecesinde bir sahiplenme var. Fikir ahlakı olmadığı zaman farklı fikirlerden ölesiye nefret, o fikirleri taşıyanları ise yok etme isteğiyle dolup taştı kararan yürekler. Tüm bunlardan kurtulmanın tek yolu var o da "Fikir Ahlakına", "Dava Ahlakına" sahip olmak.Kendi fikrimizi davamızı ölünceye kadar savunabiliriz. Fakat bunu yaparken başkalarına zarar vererek, öfkelenerek, kendi idealimiz dışındakileri hiçe sayarak değil. Saygıyla, anlayışla ,hoşgörüyle, başka fikirlerin, başka inançların, başka mezheplerin, başka takımların, başka liderlerin olduğunu ve onların da en az biz kadar değerli olduklarını bilerek. Bizim gibi düşünmeyenlerin olmasının gayet doğal olduğunu hatta hayatı güzelleştirdiğini farkederek. Farklılıkların hayata tat kattığını bilerek. Birden fazla takım olmasydı tek takımla ne kadar futboldan zevk alabilirdik. Hatırlayın sadece Trt yayının olduğu günleri yada tek partiye oy verilebildiği mazimizi. Tek doğruyu kendi davasında bulup farklı davaların doğrularına kendisinden olmadığı için düşman olan insan hep hüsrana uğrayacak.

yukarı çık butonu